ilginçtir Google da ”yalnız kalma” yazdığımız da en çok aratılan cümle ; ”yalnız kalmak istemiyorum”, hiç şaşırmadım 🙂 Korkmayın yahu, korkmayın artık. Azıcık yalnızlığın kimseye bir zararı olmaz.
Sadece bilmek zorunda kalanların bildiği çetin bir duraktır : Yalnızlık durağı. Ben miydim bu şeyleri bana yaptıran yoksa yalnızlığım mıydı ? diye düşündüğünüz yerde 1900lü model bir otobüsten indiğiniz, terkedilmiş köhne bir limandır yalnızlık durağı. Birine, birşeye, takdir görmeye, sevilmeye, sevmeye düşman olduğunuz savaş alanıdır yalnızlık durağı. Başarabilirim dediğiniz her seferde başarısızlığa mahkum olduğunuz F tipi bir mapushanedir yalnızlık durağı. iklimler değişirken, insanın eti, iç organları ve saç rengi değişirken , bakışlarıyla beraber değişmeyen ikinci yeridir ; yalnızlık durağı.
Mesela yalnız kalmadıkça istanbul ‘u dinleyemezsin bir orhan veli gibi, hafiften esen rüzgarı, sucuların çıngıraklarını, ayakları suya değen kadını, kuşların çırpınışlarını ve kaldırımdan geçen yosmanın düşürdüğü gülü göremezsin. Kalbinin atışlarını hele, ter kokusunu, güneşin batışını, vapurlara çarpan dalgaları, kimi ne kadar sevdiğini veyahut sevmediğini bilemezsin. Yalnız kalmak öze yapılan yolculuktur, hobi değildir, fobi hiç değildir.Birilerine kızgınlığının göstergesi, ilgi toplama aracı, cool olma çabası da değildir. Arada sırada yapılan ‘kalabalık diyeti’de değildir. Yalnızlık hayatın ‘bir’ parçası olduğunu anlamak, yaşam zincirinde ‘bir’ halka olduğunu bilmektir. Suda balık, gökyüzünde kuş, toprakta solucan, yerde insan olabilmektir.
Derin bir nefes almak gerek üstadım. şöyle içinize doğru bilmem kaç feet derin……