Öğretileme-Endoktrinasyon-Toplum Mühendisliği

Bir Toplum Yaratmak

Toplum mühendisliği sosyolojinin, antropolojinin ve siyaset felsefesinin inceleme ve araştırma alanına giren bir kavramdır. Toplum Mühendisliği kavramı , devlet iktidarlarının veya özel gruplarca toplumun geniş bir bölümünün tavır ve sosyal davranışlarına doğrudan ve ya dolaylı etki sağlayacak çabalardır. Mantık yürüterek bütün realitenin algılanabileceği ve negatif yönlerin pozitivize edilebileceği fikrine dayanır.

Önemli bir örnek olarak; ABD’nin Irak’ta yapmayı başardığı iktidar değişikliğinden hemen sonra başladığı toplumsak dönüşüm çalışmaları toplumsal mühendisliğin ilgi alanıdır. Tabi bu çalışmaların bir de ön hazırlığı olması gerekiyor. Önce onları bir şeyin eksikliğine inandırmalı ve sonrasında bu eksikliğin giderilmesi fikrini yaymalısınız. Irak için bu eksiklik “özgürlük ve demokrasi” ile bulundu. Fakat Irak ABD’nin ustalık eseri değildi. Ön hazırlıkları çok yetersiz kaldı ve apar topar fiziki müdahaleye başlandı. Doğal olarak bu ilk başlarda yoğun karşı direnişler de buldu. Fakat sonuç olarak gelinen aşamada yeni iktidarın ABD yanlısı tutumları, projenin uygulanması için uygun koşulları yaratmış oldu.

Endoktrinasyon, bir kişiye veya bit gruba görüş, düşünce ya da fikir aşılamadır. Başka bir deyişle kişilere istenilen davranışların ve inanışların, onların kişisel düşüncelerini yok sayacak ve mantıklı karar verme yeteneklerini yok edecek tarzda empoze edilmesidir.

Doktrin (öğreti) kelimesinden türetilmiştir. Kullanım şekli endoktrine etme olarak geçer. En bilinen kullanımı ise, “belli bir doktrinin (öğretinin) mutlak bir doğru olduğu varsayılarak, dogma haline getirilerek ve eleştiri hakkının olmadığı koşullarda dikte edilmesi” şeklindedir.

Victor Hugo konu hakkında Gülen Adam kitabında bazı betimlemelerde bulunmuş ve meseleye değinmiştir. Esasında meseleye bir nevi kitlesel eğitim olarak bakabiliriz. Yani bu biraz sığ bir tanım oldu fakat şöyle düşünebilirsiniz: çocukların eğitim adına tek tip yetiştirilmesi bir endoktrinasyondur. Hitler’de Kavgam kitabında bu meseleye değinmiş. Esasen bu örnek biraz kavramın içeriği hakkında ufuk açıyor.

O dönem görevli öğretmenlerin neredeyse tamamı Nazi Öğretmenler Birliği’ne üyeydi ve yarısına yakını okula nazi üniforması ile geliyordu. Çocuklar sabah öğretmenleri nazi selamı ve ‘heil hitler’ ile karşılıyordu. Okullarda tamamen Yahudi karşıtlığı başta olmak üzere genel bir ırkçılık, sade alman tarihi ve üstün ırk teorileri anlatılıyordu.

Totaliter rejimlerin bulunduğu her ülkede hali hazırda bunlara benzer uygulamalar yapılıyor. Endoktrine edilmiş topluluklar, kendileri gibi düşünmeyen yani sorgulayan ve eleştiren kişileri vatan hainliği ile suçlar ve cezalandırılmalarında (hukuki veya gayrihukuki yollarla) bir beis görmezler.

Tarihte birçok katliamın arkasında totaliter bir rejim ve onun endoktrine ettiği-beynini yıkadığı bir toplum vardır. Bütün toplumsal kuralları, yaşam tarzlarını, eğitimi, yazılı ve görsel medyayı, yasaları, devlet kurumlarını ve daha birçok alanı kendi doktrinlerine uygun şekilde revize ederler. Bu revizyonlar çok ağır tahribatlara yol açar. Çağımızda endoktrinasyonun en büyük düşmanı internet yani sosyal medyadır. Hangi ülkelerde endoktrinasyon uygulanıyor? Sorusunun cevabını internet sansürünün en fazla olduğu ülkeler listesinde bulabilirsiniz

Yorum bırakın